Tüm dillerde en zor, en keskin, en olumsuz sözcüğün “hayır” olduğunu düşünebiliriz. Bu yüzden de gerek özel ilişkilerimiz ve arkadaşlıklarımızda gerekse iş hayatımızda bu kelimeyi kullanmaktan kaçınırız. Peki kimler hayır diyemez? Neden hayır diyemeyiz?
DÜŞÜK ÖZ SAYGI
Öz saygınız düşükse kendinize dürüst davranmadığınız için hayırdan kaçarsınız.
Zayıf yönlerinizle yüzleşmekten korktuğunuz için hayırdan kaçarsınız.
Onay, takdir ve sevgi görmek için hayır diyemezsiniz.
İstemediğiniz şeylere hayır diyebilmek kendinize güveninizi ve saygınızı güçlendirir.
Kendiniz olmaktan korkmayın. Hepimiz eksikleri ve kusurları ve hataları olacaktır. Hayat artılarıyla ve eksileriyle bir bütünken büyülüdür. 'Hayır' seçim yapabilme gücünüzü elinizde tutuğunuzu gösterir. Sağlam bir karakter evetlerden çok, hayırlarla inşa edilir.
“İYİ İNSAN” OLABİLMEK
Hayatta yalnız kalmamak ve mutlu olmak tabiatımızın gereğidir. Bu yüzden de bizden bir şeyler isteyenlere evet diyerek kabul, sevilme, onay talep etmiş oluruz.
Sürekli iyilik pesinde koşan , insanların derdine derman olan mükemmel bir ilaçsınız. Bu yüzden sürekli birileri sizden borç para istiyor, yapmak istemediği isleri üzerinize yıkıyor riskli durumlarla sizi karşı karşıya birikiyor. Tüm bunlar gerçekten mükemmel iyi olmanızla mı ilgili?
“Uyumlu ol” , “zarif ol” , “iyi ol”, “kimseyi üzme”. Bunlar çocuklukta dikte edilen kalıplardır. Biraz düşünelim. Zarafet her şeyi yapmak mıdır? Her talebe karşılık vermemek uyumsuz olmak mıdır? Reddetmek birini üzmek midir?
Neye hayır neye evet diyeceğimizi seçimlerimiz belirler. Her seçim bir sorumluluk demektir. Her 'evet'inizde aynı zamanda bir sorumluluk sırtlanmış olursunuz.
KAYGILI OLMAK
Hayır diyemeyenlerin en büyük kaygılarındandır sevilmemek. Onlar hep birilerini üzmekten korkarlar ama temelde en büyük korkuları karşısındakinin onu sevmekten vazgeçeceğidir. Bu korku o kadar derindir ki sadece hayır dediği için bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını sanar. Karşısındaki ona sırtını dönecek, iletişimi kesecek, ondan nefret edecek düşüncesi..
Hayır diyemediğiniz insanlar farklıdır ama hepsinde sizi onlara evet demeye iten güç benzerdir.
SINIRLARI KORUYAMAMAK
Bedensel Sınırlar: Bedeniniz sizin dokunulmaz alanız. Rahatsız hissettiğiniz hiçbir temas hoş görülmemesi gereken bir ihlaldir.
Kişilik Sınırları: Hepimizin prensipleri vardır. İhlal edilmesine izin vermezsiniz. Bu sizin huzur ve güven alanınızdır. Emrivaki yapılmasından hoşlanmıyorsanız ve bunu dile getirebiliyorsan sinir kapınızda güçlü bir muhafız bekliyor demektir.
Duygusal sınırlar: Öfkelenmemek için hayır dersiniz, kaygılanmamak, güvende ve huzurda kalmak için stresten uzak durmak için hayır dersiniz. Hayır diyerek sadece nerede durduğunuzu değil, başkalarının da nerede durması gerektiğini işaretlersiniz.
DEĞERSİZLİK DUYGUSU
Kendinizden çok başkalarının fikirlerini önemsemeye başladığınızda hayır diyemez hale gelirsiniz.
Evet diyerek bir biçimde başkalarının onayını almak istersiniz. Aksi takdirde yok olacağınızı, değersizleşeceğinizi düşünürsünüz.
Kendinizi değersiz hissediyorsanız mutlulukla negatif bir ilişki kurmuşsunuz demektir. Bu da başkalarının onayına ihtiyaç duymanıza ve bu uğurda kendinizden vazgeçip başkasına hizmetkar olmanıza yol açar. Giderek silikleşirsiniz.
Başarılı olduğunuzun farkında olmak için birilerinin "Bu işi çok iyi başardın" onayına ihtiyaç duyup duymadığınızdan emin olun.
Unutmayın ki biz zaten varız, bu dünyadayız ve sadece bu yüzden bile çok değerliyiz.